|
CİDA24 sempozyumunda Hıfzı Topuz anısına panel |
Kıbrıs’ta
Hıfzı Topuz anısına panel Doğu Akdeniz Ünuiversitesinde
düzenlenen CİDA24 sempozyumunda 2023 yılında yitirdiğimiz İLAD'ın Onursal Başkanı Hıfzı Topuz anısına "Uluslararası İletişim Düzeni
ve Kıbrıs Medyası" tartışıldı İLAD
İletişim Araştırmaları Derneği’nin ve İLDEK İletişim Fakülteleri Dekanlar
Konseyi’nin, Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin ev sahipliğinde, 28-30 Kasım 2024
tarihlerinde gerçekleştirdiği CIDA 2024 4. Uluslararası Dijital Çağda İletişim
Sempozyumu’nda İLAD İletişim Araştırmaları Derneği’nin kurucusu ve onursal başkanı
gazeteci yazar Hıfzı Topuz anısına panel düzenlendi. “Hıfzı Topuz Anısına - Uluslararası İletişim
Düzeni ve Kıbrıs Türk Medyası” başlıklı panelde . Kıbrıs Türk medyasından Türk
Ajansı Kıbrıs (TAK) Müdürü Fehmi Gürdallı, gazeteciler Ali Baturay ve Cenk
Mutluyakalı ile Yakın Doğu Üniversitesi’nden akademisyenler Doç. Dr. Ayça Demet
Atay ile Yrd. Doç. Dr. İbrahim Özejder’in konuşmacı olarak katıldığı panelin
moderatörlüğünü İLAD Genel Sekreteri Füsun Özbilgen yaptı. Füsun
Özbilgen panelin açılışında yaptığı konuşmada, 2023 yılında dünyamızdan ayrılan
Hıfzı Topuz’un uluslararası gazetecilik eğitimine katkılarını anlattı ve UNESCO’dan
yaptığı çalışmalarla Kara Afrika’dan, Asya
ve Ortadoğuya gazetcilerin eğitimi ve etik kurallar için geçen yüzyılda verdiği
emeği dile getirdi. Türkiye’de de iletişim eğitimi için Ankara’da Basın Yayın
Yüksek Okulu’nun UNESCO katkısı ile kurulduğunu ve İletişim Fakültelerinin bu
girişimden doğduğunu belirtti. Doç.
Dr. Ayça Demet Atay konuşmasında, Hıfzı Topuz’un uluslararası iletişim
düzeninin demokratikleştirilmesi, kendi ifadesiyle “haberlerde sömürgeciliğin
sona ermesi” için yaptığı çalışmaları anlattı. Dünyada yeni bir iletişim düzeni
kurulması gerektiğini savunan UNESCO’nun “Birçok Ses Tek Bir Dünya” başlıklı
raporunun ve raporu hazırlayan MacBride Komisyonu’nun öyküsünü, Hıfzı Topuz’un,
“Hıfzı Topuz ile İletişim Üzerine” belgeselinde anlattığı şekliyle aktaran Atay
şunları söyledi: “Raporda küresel bilgi ve haber akışının büyük oranda Batılı
ülkelerin kontrolünde olmasının eleştiriliyordu. Hıfzı Hoca kendilerinin,
haberleşmede, iletişimde sömürgeciliğe karşı çıktıklarını ifade etti. Rapor,
uluslararası iletişim düzenindeki dengesiz yapıyı düzeltmek ve daha adil bir
düzen kurulması için önerilerde bulundu. O dönemde iletişim düzeni üzerindeki
kontrollerini yitirecekleri endişesiyle ABD ve İngiltere rapora itiraz etti.
Hıfzı Hocanın ifadesiyle, raporu ve UNESCO’yu sabote etmeye çalıştılar. Raporun
UNESCO’nun 21. Genel Konferansı’nda kabul edilmesinin ardından UNESCO’dan
ayrıldılar. Rapor Hıfzı Hoca’nın ifadesiyle ‘dünyada bir bomba gibi patladı’.
Rapordan esinlenerek sistemi değiştiren ülkeler oldu. İletişim hakkı
anayasalara girdi. Ancak uluslararası iletişim düzenindeki eşitsizlikler
günümüzde de sürüyor. Büyük haber ajanslarının küresel haber akışı üzerindeki
büyük etkisi hâlâ devam ediyor.” Panelde
konuşan Kıbrıs Türk medyası temsilcileri ise, Kıbrıs Türk medyasının içe kapalı
yapısını eleştirdiler. TAK Müdürü Fehmi
Gürdallı, “Kıbrıslılar kendilerini merkezde zannediyorlar. Kıbrıs dünya
basınında az yer alıyor. Kıbrıs Türk basınında da dünya haberleri az
yayınlanıyor. Yerel haberler öne çıkıyor” dedi. Ülkedeki gazetecilik eğitimini
de eleştiren Gürdallı, “Öğrencilerde ilgisizlik ve bilgisizlik var. Doğru
mecraları ve doğru hesapları takip etmiyorlar. Dünya vatandaşı olacak şekilde
yetiştirmemiz lazım” diye konuştu. Kıbrıs
Türk basının duayen gazetecilerinden Ali Baturay da, Kıbrıs Türk medyasının,
pahalı buldukları için Agence France Presse (AFP) ve Reuters gibi uluslararası
ajanslara aboneliği bıraktıklarını söyledi. Bazı kuruluşların aynı gerekçeyle
Anadolu Ajansı’na aboneliği de bıraktığını belirten Baturay, “Kıbrıs Türk
medyası Anadolu Ajansı’na bile üye değil.
İHA’ya da üye olmayanlar var. Sağdan soldan çalıyorlar” dedi. Kıbrıs
insanının içe kapalı olduğunu ifade eden Baturay, dış haberlere okuyucuların
çok az ilgi gösterdiğini kaydetti. Yenidüzen
gazetesinin köşe yazarı Cenk Mutluyakalı da, Baturay ile benzer şekilde,
Kıbrıs’ın içe kapalı bir yapısı olduğunu ifade etti. “Kıbrıs çok içine kapalı.
1963’ten beri Kıbrıs Türk toplumu uluslararası toplumun dışında. Kurduğumuz
düzen tanınmamışlığın ürünü. Dünyadan soyutuz” diye konuştu. Geçmişte,
Reuters’in fotoğraflarının basında sayfa doldurmak için kullanıldığını anlatan
Mutluyakalı, “Hiçbir yayın kurumu uluslararası ajanslara üye değil. Dünyaya
yönelik eğitim yok. Bu bir yumurta-tavuk meselesi. Sebebiyse eğitim. Toplumun
yüzünü dünyaya dönmesi devlet politikası ile olur” dedi. Panelde
son konuşmayı YDÜ İletişim Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. İbrahim
Özejder yaptı. Özejder konuşmasında uluslararası iletişim düzeninin güçlüden
yana özelliklerinin bugün de devam ettiğini, düzenin yeni aktörleri olan
Google, Meta, X, Microsoft, Apple, Amazon gibi dijital devlerin dünya haber ve
bilgi akışının büyük kısmını kontrol ettiklerini örneklerle anlattı. Dijital
devlerin, Batılı devlet politikalarının onaylanması veya sorgulanmaması için
sansür, engelleme, yasaklama, algoritmalarla yönlendirme, görünürlüğü azaltma
gibi yöntemlerle özgür haber dolaşımını engellediğini belirten Özejder, bunun
Ukrayna ve Filistin örneklerinde olduğu gibi dünyada savaş, yıkım, soykırım,
önyargı, ırkçılık eylemlerine katkı anlamına geldiğini vurguladı. Hıfzı
Topuz’un gazetecilik anlayışının ‘ülkeler içinde ve dünya çapında barışa, demokrasiye,
çoğulculuğa, insan haklarına hizmet eden, bireyleri ve halkları doğru ve
dengeli bilgilendiren etkinlikler’ şeklinde özetlenebileceğini kaydeden Özejder,
öğrencisi olduğu yıllarda hocasının “Ben Kıbrıs’ta başka şeyler görüyorum,
Türkiye basını başka şeyler yazıyor” diyerek kendisini konuyu araştırmaya
yönlendirdiğini söyledi ve araştırmasından örnekler sundu. Özejder
konuşmasını bütün olumsuzluklara rağmen, Hıfzı Hocanın mücadele pratiğinin yol
göstericiliğinde, küresel özgür haber dolaşımı için mücadele etmenin yollarını
bulmak gerektiğini belirterek tamamladı. |