|
Sevgili Türkiyeli Araştırmacılar
Claudia Alvares ECREA Başkanı
Çeşitli tiplerdeki kalıp yargıların yeniden canlanmasında payı olan çok derin bir ekonomik krizin ardından Avrupa’nın, kendini yeniden tanımlamaya çalıştığı bir zamanda, araştırma alanımızdaki Avrupalı bilim insanları arasındaki iletişimin geliştirilmesinde medyanın rolü üzerine düşünmek özellikle önemlidir.
‘Ortaklaşma’yı ifade eden Latince köküyle İletişim, parçası olmak isteyeceğimiz Avrupa’yı yeniden tanımlamakta çok verimli olabilecek projelere, kuramlara ve araştırma yöntemlerine öncelik vererek; çeşitli düzeylerdeki yurttaşlarla daha etkin biçimde ilgilenmeye çalışarak, Avrupa kurumlarının, aslında hiç kimsenin açıkça tanımlayamadığı bir Avrupalı ideali uğruna, kendine has özellikleri ortadan kaldırma girişiminde bürokratik ayrıntılar üzerindeki vurgularıyla çoğaltır göründükleri demokratik eksiklerle mücadele etmek için farklılıkları aşmamıza ve Avrupalı medya araştırmacılarını birbirine bağlayan ortaklıklara katılmamıza olanak sağlar.
“Batı ve geriye kalanlar” arasında bir buluşma noktası görevini yerine getiren, laik eğilimler kadar daha dini olanları da bağdaştıran, kültürel açıdan heterojen bir ulus olarak Türkiye, Avrupa’nın eski koloniyel dönem metropollerinin melezliğini yansıtmaktadır. Her ikisi de, kamusal alanın tartışmalı tanımlarında etkileri bulunan benzer gerilimler ve olanaklarla karşı karşıyadır. Henüz Avrupa Birliği içinde yer almasa da Avrupa’nın ayrılmaz bir parçası olarak Türkiye, Avrupalı kimliği algısının, adalet, demokrasi ve yurttaşlık çerçevesinde eleştirel biçimde yeniden düşünülmesine olanak sağlamaktadır.
Avrupa’dan ve tüm dünyadan akademisyenleri biraraya getiren entellektüel bir topluluk olan Avrupa İletişim Araştırmaları ve Eğitim Derneği’ne (kısa adıyla ECREA, erişim adresi www.ecrea.eu), Türkiyeli akademisyenlerin etkin katılımları, bu özel konjonktürde açıktır ki güçlendirilmiş iletişim için yeni stratejilerin tasarlanmasında özel bir öneme sahiptir. Güzel bir rastlantıyla, ‘Güçlendirmek İçin İletişim: Yurttaşlar, Pazarlar, Yenilikler’, başlığı, 12-15 Kasım 2014 tarihleri arasında, Portekiz’in Lizbon şehrinde gerçekleştirilen Avrupa İletişim Konferansı’nın (European Communication Conference-ECC) ana temasıydı. Konferans ile ilgili ayrıntılı bilgi http://ecrea2014.ulusofona.pt/ adresinden edinilebilir.
En içten duygularımla umut etmekteyim ki, önümüzdeki yıllarda, ECREA, 2012 yılında İstanbul’da toplanan Avrupa İletişim Konferansı’nda Türkiyeli bilim insanları ile inşa ettiği ilişkiyi, tek tip bir bakışı sorgulayan ‘Avrupalılık” kavramını genişletecek biçimde, besleyebilecek ve sağlamlaştırabilecektir.
Toplantı teması, ‘Aracılı Sürek(li/siz)likler: Geçmiş, Bugün ve Geleceğin Tartışmaya Açılması’ konusuna ayrılan 2016 Avrupa İletişim Konferansı (ECC2016), Avrupa’daki iletişimi, merkezi bir bakış açısından gittikçe uzaklaşarak yeniden şekillendirmeyi amaçlayan bilim insanlarına, daha geniş biçimde katılımları ve daha fazla seslerini duyurmaları bakımından birçok farklı olanak sunacaktı15 .
Çeviri: Tuğba Asrak Hasdemir, Tülay Atay-Avşar. Çevirinin gözden geçirilmesi aşamasında, değerli katkısı için Prof. Dr. Ruhdan Uzun’a teşekkür borçluyuz. Ilgilenenler için orijinal metin aşağıda yer almaktadır.
Claudia Alvares ECREA President
Dear Turkish Scholars,
At a time when Europe is attempting to redefine itself subsequently to a profound economic crisis that has contributed to the reviving of stereotypes of various kinds, it is particularly important to reflect on the role of the media in promoting communication amongst European scholars in our field of research.
Communication, with its Latin root signifying ‘putting in common’, allows us to surpass differences and engage with the commonalities that transversally connect European media scholars, prioritising the projects, the theories and the research methodologies that may be most fruitful in redefining the Europe we want to be part of, seeking to more actively engage citizens on various levels so as to combat the democratic deficits that European institutions, with their emphasis on bureaucratic details, appear to propagate in the attempt to level out idiosyncrasies in the name of a European ideal that no one really can clearly define.
Turkey, as a culturally heterogeneous nation that accommodates both secularist as well as more religious tendencies, serving as a meeting point between ‘the West and the rest’ reflects the hybridity of European ex-colonial metropoles. Both confront similar tensions and potentialities, which have their bearing on contested definitions of the public sphere. Turkey, as an integral part of Europe which yet does not belong to the EU, allows for a critical rethinking of perceptions of European identity in terms of justice, democracy and citizenship.
The active participation of Turkish scholars in the European Communication Research and Education Association (ECREA, www.ecrea.eu) - the learned society for communication scholars from Europe and beyond -, thus reveals itself, in this particular conjuncture, to be particularly crucial in devising new strategies for communicating for empowerment. ‘Communication for Empowerment: Citizens, Markets, Innovations’ was, incidentally, the theme of the European Communication Conference (ECC, http://ecrea2014.ulusofona.pt/), held at the Lisbon Convention Centre, Portugal, from 12 to 15 November 2014. It is my genuine hope that, in the coming years, ECREA will be able to nurture and consolidate the relationship with Turkish Communication Scholars that was developed at the ECC2012, held at Istanbul, so as to expand on a notion of ‘Europeanness’ that interrogates any monolithic view.
The ECC2016, the theme of which is subordinated to ‘Mediated (Dis)Continuities: Contesting Pasts, Presents and Futures’, will provide further opportunities for an enlarged – and more vocal – engagement on the part of scholars who seek to remap European communication from an increasingly decentred perspective.
(Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
Vol/Cilt: 2, No/Sayı: 2, 2015
ECREA 2014 LİZBON, PORTEKİZ İZLENİMLERİ Alvares’e, isteğimiz üzerine konuyla ilgilenip, akademik dayanışmanın bir örneği olarak, yılbaşı, tatil demeden hemen hazırlayıp gönderdiği bu mesajı ve özel ilgisi için çok teşekkür ederiz.Tülây ATAY-AVŞAR Mustafa Kemal Üniversitesi, Antakya MYO, Gazetecilik ve Habercilik Bölümü, Antakya, Hatay e-posta: atayavsar@gmail.com Tuğba ASRAK HASDEMİR Gazi Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü, Ankara e-posta: tubahasdemir@gmail.com )
|